Öğrencilerimiz 2014-2015 Eğitim-öğretim yılı I. yarıyıl tatilini 23 Ocak-09 Şubat 2015 tarihleri arasında yapacaklardır. Türkiye’de yaklaşık 17 milyon Niğde de ise 73 800 öğrenci iki haftalık tatile girecek ve bu sürede öğrencilerimiz dinlenme fırsatı bulacaklardır.
Tatil havası, disipline olmuş hayatlarında bir gevşeme ile kendini belli etmektedir.
Öğrencilerimiz tatillerini nasıl değerlendiriri ifade etmek gerekirse iki farklı tutum sergilerler;
Birincisi olumlu diyebileceğimiz öğrenci davranışları; Bu gruptaki öğrencilerimiz, alışık oldukları güne başlama şeklini değiştirmeyen, küçük çalışmalarla yarıyıldaki derslerin genel tekrarını yapan, kitap okuyan, okul zamanında yapmak isteyipte yapamadığı sinema, tiyatro, gezi etkinliklerinde bulunan, gerektiği kadar bilgisayar ve televizyon izleyen öğrenci davranışlarıdır.
İkinci olarak olumsuz diyebileceğimiz öğrenci davranışları ise; tatile girdikleri zaman, kitabı ve defteri açmama dolayısıyla ders tekrarından kaçınan, günlerinin büyük çoğunluğunu televizyon seyrederek geçiren, bilgisayarda oyun oynayan, geceleri geç saatlerde yatan, odasına kapanan öğrenci davranışları olarak ifade edebiliriz.
Çocuklarımız, karnelerini aldıkları zaman başarılı ya da başarısız olsun bir değerlendirme ve sonuçla karşı karşıya olduğunun bilincindedirler.
Öğrencinin karneyi aldıktan sonra ebeveynlerin olumsuz tepkilerinin neler olacağı konusunda zihinsel tasarımlarda bulunmasına; anne-baba ve yakın çevresinden gelen ‘tembel öğrenci’, ´kötü evlat´, ´beceriksiz çocuk´ gibi birtakım değerlendirmelerin sonucunda yoğun duygu durumuna kötü karne sendromu denir.
Bu korku da öğrencinin hayatında problemlerin oluşmasına neden olabilir.
Baskıcı tutumların olduğu ailelerde; karne üzerinde oynamalar ya da not değiştirme, evden kaçma, eve gelmeme gibi davranışlar bu ailelerin çocuklarında daha fazla görülmekte hatta bu ailelerin çocukları zayıf karne ile eve gittiklerinde kendilerinin fiziksel bir cezaya maruz kalabileceğini düşünmektedir.
Yüksek düzeyde başarısızlık kaygısı yaşayan çocuk, baskıcı bir aile ortamında yaşama sevincini yitirme noktasına gelir ve bu durum intihar gibi davranışların ortaya çıkmasına neden olur.
Öğrencilerin karne korkusunu yenmek için anne-baba neler yapabilir?
Anne-babalar; çocuklarının karne korkularını yenmelerini sağlamak, istenmeyen olumsuz davranışların oluşmasını önlemek ve şimdiki başarısızlığı gelecek yıllarda başarıya dönüştürmek için çocuklarına karne zamanı olumlu tutum ve davranışlar sergilemelidirler.
Anne-babalar, çocukların karnesiyle ilgili duygularını, çocuğun kişiliğini incitmeden net bir şekilde ifade etmeleri gerekir. "Başarılı olabilmesi için, onun yanında olduğumuzu kendisine hissettirmeliyiz.
Peki, bu nasıl olacak;
- Çocukları kesinlikle suçlamamak ve yargılamamak gerekir.
- Onları incitecek etiketleme davranışlarından uzak durmalıyız “tembel çocuk, başarısız evlat” gibi isim ve yakıştırmalar yapmamalıyız.
- ´Seni sanayiye çırak olarak göndereceğim, okuldan alacağım´ gibi tehditler savurmamalı´.
- Onları eleştirip, emirler yağdırmamalıyız.
- Çocukları arkadaşlarıyla, kardeşleriyle ve çevredeki diğer öğrencilerle kıyaslamamak gerekir.
Unutmayın, o herkesten farklı olan ve sadece kendine benzeyen bir bireydir.
Çocukları kesinlikle aşağılamamak gerekir ve en tehlikelisi de Arkadaşlarının yanında bu davranışı sergilemek ki kendine olan özgüven duygusunu zedelemiş oluruz.
Karne zayıfsa ne yapılmalı?
1. Sorunu kabullenmek gerek: Zayıf karne de, ailede ve öğrencide sorunların varlığına işarettir. Öğrenci, doğru çalışma yöntemlerini bilmiyor, kendini ifade edemiyor olabilir veya çalışma şuurunda olmadığı için, tembellik edip çalışmıyor olabilir. Aile, yeterince ilgilenmemiş, takip etmemiş olabilir. Önce aile kendi hata ve eksiklerini kabullenirse, öğrenci de kendi hata ve eksiklerini daha kolay kabul eder.
2. Öğretmenleriyle görüşmek gerekir: Notları veren öğretmen, zayıf notların sebeplerini de bilir. Karneyi, öğretmene danışarak değerlendirmek, daha gerçekçi, yapıcı ve sonuca götürücü olacaktır.
3. Kişiliği değil, karneyi kritik edelim: Usul asıldan önce gelir" kaidesi çok önemli. Yani asıl olan karne başarısızlığıdır, fakat ona yaklaşma usulümüz önceliğe sahiptir. Bu yüzden açık veya ima ile suçlayıcı ifadelerden uzak durulmalı, hatta yanlış anlayıp suçluluk hissetmemesi için de dikkatli olunmalı ki, ümidini kaybetmesin ve cesareti kırılmasın.
4. Karnesi iyi arkadaşlarıyla görüştürelim: Yarıyıl tatilinde ailelerinin de yardımıyla arkadaşlarıyla birlikte olabilir, baş başa kalıp sohbet edebilirler. Birbirinin nasıl başarılı olduğu, nasıl ders çalıştığı, nasıl not aldığı, sınavlara nasıl hazırlandığı vb. konularda fikir alışverişinde bulunabilirler.
5. Değerli olduğunu hissettirelim: En büyük motivasyon kaynağı, bir insana değer vermek ve bunu hissettirmektir. Nice müstesna insanlar hocasının, annesinin veya babasının değer vermesiyle, kendisinin bile hayal edemeyeceği seviyelere ulaşmıştır.
6. Çevre baskısından koruyalım: Tatil boyunca, akrabalar ve komşular karşılaştığı her öğrenciye karneyi sorar, zayıf karneye sahip çocuklara "başarısız, adam olmaz" gözüyle bakarlar. Bunu kendi aralarında da konuşurlar. Eğer aile çocuğuna sahip çıkmazsa, bu olay çevre baskısına dönüşür ve öğrenci içine kapanır. Cesareti büsbütün kırılır, kendisini değersiz hisseder, başarma inancını kaybeder.
Sevgili anne babalar Çözüm Yollarını birlikte arayın;
Çocuğunuzun zayıfı var diye ona tatilini zehir etmeyiniz, dinlenmesine fırsat verin. Ancak eksikliklerini gidermek için onunla beraber uygun bir plan yapın ve bunu uygulayın. Çocuğunuza, karnesi iyi de olsa kötü de olsa sizin onu seveceğinizi ve onun yanında olacağınızı hissettirin."
Çocuktan başarı beklerken, onun kapasitesini de bilmek gerekir.
Yersiz kıyaslamalar olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Her karne döneminde başarısızlık sorunu nedeniyle psikolog ve psikiyatra başvuran öğrenci sayısında her yıl artış olmaktadır.
"Bu çocukların başarısızlık nedenleri araştırıldığında, ailedeki iletişim bozuklukları, ana babanın çocuğun kapasitesinin üstünde beklentilere sahip olması ve psikiyatrik rahatsızlıklar ön plana çıkmaktadır.
Çocukların başarılarını artırmak için ebeveynlere tavsiyelerimiz.
Çocuğu eğitirken kararlı ve adil olun, evde sorumluluk yükleyin. Onunla okulu hakkında konuşun.
Aile bireyleri ile birlikte öğrenmeyi özendiren yerleri ziyaret edin.
Öğrenmenin önemli olduğunu düşündüğünüzü ona belirtin.
Başarılar için imkan oluşturun.
Çocuğa başarılı olduğu etkinlikleri belirlemesinde yardımcı olun.
Çocuğunuza yardımcı olurken ödül ve yaptırımları dengeleyin.
Evinizin bir köşesini çocuğun ödev yaparken gerekebilecek malzemeleri kolayca bulabileceği bir çalışma alanı olarak düzenlemesi için ona yardım edin.
Öğrencinin gelişme gösterdiği ve zorlandığı alanları belirlemek için çocuğunuzla birlikte öğretmeniyle görüşün.
Yarıyıl tatilini çocuğunuzun başarıyı yakalaması için bir fırsat dönemi olarak değerlendirin
H.İbrahim YAŞAR
İl Milli Eğitim Müdürü